Efsane Editör2 Makale

FALCI NACİYE

Göz Kara, Yoğunluk Daha Kara!
Ay kızlar, elimde kahve fincanı, niyetim bir güzel fala bakmak, kendimi oyalamak… Derken çat kapı biri geldi, "Naciye abla, iki dakikalığına şu dedikoduyu bi yazsana" dedi. Dedikodu dediysem, öyle mahalle arasında "kim kiminle nerede" değil ha! Resmen şehir planlaması tadında!
Kızım, Seyhan Belediyesi'nde neler dönüyor, duysanız fincanı elinizden düşürürsünüz. Meğer bizim meşhur Adana Parkı var ya onun karşısında bulunan arazi… Oraya birileri göz dikmiş!
Normalde bu yerin imar yoğunluğu “1” olması gerekiyormuş. Yani neymiş efendim? "Buraya fazla bina dikmeyin, sıkışmayın, nefes alın" denmiş. Ama yok! Bazı göz kara, el daha kara şahıslar demiş ki:
“Biz burayı 2.4 yapalım, araya 3 bina daha sığdıralım, gelsin metrekareler, gitsin katlar!”
Ayol siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz? Burası tencere kapağı mı, her şey üst üste? Yoğunluğu 2.4 yapınca gökten para mı yağıyor? Ha sahi, yağıyor galiba ama milletin değil, başkalarının cebine!
Amaaan, çok şükür büyükşehir bu oyunu fark etmiş de, "Hop kardeşim, nereye böyle? Burası lunapark değil, şehir planı bu!" diyerek yoğunluğu eski haline, yani 1’e geri çekmiş. Oh be, derin bir nefes aldım vallahi.
Bak kızım, biz fal bakarken bile dikkat ederiz. "Ayy burada bi göz var ama nazar mı, kara sevda mı?" diye iki kere düşünürüz. Ama bu tayfa imara öyle bodoslama dalıyor ki, göz kara, vicdan yok, imar planı hak getire!
Ben korktum valla… Bu kadar gözü kara insanı ben ancak cin musallatında gördüm. Ki o bile ara sıra geri çekilir! Bunlar bildiğin yoğunluk vampiri. Eline belgeyi alan, “Buraya biraz daha bina serpelim,” diyor.
Neyse… Ben bu satırları yazarken fincan soğudu ama içim yandı. Belediyeyi de planları da bırakın biraz, gölgelik yerde oturun, kahvenizi için, dedikoduysa bana bırakın. Ama bu dedikodudan büyük ders çıkar: Yoğunluk arttıkça nefes azalır kızım.
Şimdi müsaadenizle…
Yeni pişirdim, bol köpüklü fal da var, ama önce biraz imar haritası okuyayım. Belki geleceği oradan daha iyi görürüm ha